19 Haziran 2012 Salı

Atasözleri

Düşündürücü ata sözleri, atasözlerinin anlamları ve açıklamalı atasözleri

Herkesin aklı bir olsa koyuna çoban bulunmaz.

Sevilmedik ot, insanın başucunda biter.

Para iyi bir uşak, kötü bir efendidir.

Emek olmadan yemek olmaz.


Her yokuşun bir inişi vardır.

Emanet atın dişi arpa yerken kırılır.

Öfke gelir gider, kelle gider gelmez.

Okumayı sevmeyene dokuz hoca az Gecinmeyi bilmeyene dokuz koca az

Demir nemden insan gamdan cürür

Dost yüzünden, düşman gözünden belli olur

Eken bicer, konan göcer

3 şey gizlenemez: Aşk, duman, yoksulluk.

Abdal ata binince bey olduğunu sanır.

İşi olmayanın aşı olmaz.

Herkesin hamuru ekmeğine göredir.

Herkesin yorulduğu yere han yapılmaz.

Evlenmeden evvel gözlerinizi dört açın. Evlendikten sonra yarı yarıya kapayın.

Kadın gölge gibidir, kendisini takip edenden kaçar önünden gidenin arkasından koşar.

Dikenler arasında güller yetişir.

Kadınlar gülebildikleri zaman gülerler, istedikleri zaman ağlarlar.

Bir adam en çok Sevgilisini, en iyi şekilde ailesini, en uzun da annesini sever

Biri sizi bir kez aldatırsa suç onundur. İki kez aldatırsa suç sizindir.

İlk karını sana Allah, İkinci karını insanlar, üçüncüsünü ise şeytan gönderir

Hiç bir mutfak iki kadını alacak kadar zengin değildir.

Taşı delen suyun kuvveti değil, damlaların sürekliliğidir.

Yatağa yattığım zaman, problemlerimi elbiselerimde bırakırım.

Açıklamalı Atasözleri;

Adam olana bir söz yeter:

Dürüst, anlayışlı ve iyi ahlâklı kimselere bir şeyi bir defa söylemek yeterlidir. İstenileni yapmak için tekrar tekrar ikaz etmek zorunda kalınan insanlarda akıl, ahlâk veya kişilik yönünden eksiklik var demektir. Bir konuda anlayışsızlık göstermek art niyet belirtisidir.

Bir kimseye bir iş yaptırmak bir öğüt vermek veya doğru yolu göstermek hususunda yakınırken söylenir.

Az söyle, çok dinle:

Konuşmak insanoğluna bağışlanan nimetlerin en büyüklerindendir. Buna rağmen yerinde ve uygun konuşma, herkesin başaramadığı bir meziyettir.

Sözün en güzeli, az ve öz olanıdır. İnsanın karşılaştığı kötü durumların pek çoğu dili yüzündendir. Çok konuşan çok hata yapar. Sırf konuşmuş olmak için veya gereksiz yere konuşanların başı dertten kurtulamaz. Oysa az konuşup çok dinlemenin pek çok yararları vardır. Gerekmedikçe konuşmamak bir saadet, çok dinlemek de bir erdemdir. Herkesin bu kurala uyması gerekir.

Çok konuşanlara tembih, yetişme çağındaki insanlara tavsiye için söylenir.

Büyük lokma ye (de) büyük söyleme:


Başkalarını eleştirirken onları kınamamak gerekir. Eleştiriler genellikle yapıcı olmalı, hele hele kendimizi eleştirilen kişiden asla üstün görmemelidir. Büyük konuşmak insanın değerini azaltır. Kaldı ki başkalarını kınayan kişi çok zaman aynı duruma kendisi de düşmüştür. Ayıplamak, ayıplanan durumu davet etmek gibidir.

Kendilerini üstün görme çabasıyla başkaları aleyhinde atıp tutanlara bir tembih sözü olarak söylenir.

Derdini söyleyemeyen, derman bulamaz:


Çaresizlik içinde bocaladığımız birçok durumlar vardır ki başkalarına açılamadığımız için bir çıkış yolu bulamayız. İnsanın tek başına halledemeyeceği müşküller olabilir. Bu durumda bize yardımı dokunabilecek birisine müracaat etmek kaçınılmazdır. Aksi takdirde içe gömülen dertler, kişileri ruh bunalımlarına sürükleyebilir.

Zor anlarda bir yol gösteri aramanın gerektiğini vurgulamak için söylenir.

Dilin kemiği yoktur:

Kişiler değişik zamanlarda apayrı fikirleri savunabilir; bugün kara dediklerine yarın ak diyebilirler. Konuşmak kolaydır, atıp tutmak da. Ama iş icraata gelince söyleneni yapmak güçleşir. Hele hele kötü sözler söyleyip tehditler savurmak asla hoş görülmez.

Uygunsuz ve kabul edilemeyecek sözler söyleyen kişiler hakkında kullanılır.

Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar:


Toplumlar genel eğilimlerine göre sosyal hayatlarını düzenlerler ve toplumun genel gidişatı bireyleri de etkiler. Herkesin Yalancı, düzenbaz, ahlâksız olduğu bir toplumda birilerinin dürüst, doğru ve iyi olması hazmedilemez. Daima hakkı, haklıyı gözeten doğruyu söyleyen böyle kişiler, başkalarının çıkarlarına engel oldukları için dışlanırlar ve zulüm görürler. Ne olursa olsun doğrudan ayrılmamak gerekir. Başkaları bana zarar verir korkusuyla gerçekleri söylememek, toplumları yıkan en kötü hastalıktır.

Hak’tan yana olup doğruyu söylediği için zarar gören insanları teselli amacıyla söylenir.

Doğru söz acıdır:

Kötü davranışları alışkanlık edinen ahlâksız insanlar bile ahlâklı ve dürüst olmayı ister, böyle görünmeye can atarlar. Çünkü çıkarları bunu gerektirir. Bir gün birinin çıkıp onlar hakkındaki gerçekleri bütün çıplaklığıyla söylemesi onlara çok acı gelir. Ancak yine de doğru sözü söylemekten kaçınmamalıdır.

Menfaate dokunan gerçeklerin söz konusu edildiği zamanlarda söylenir.

Laf torbaya girmez:

Ağızdan çıkan bir sözün hiç söylenmemiş gibi gizlenmesi imkânsızdır. Onu duyan kişiler üzerinde, iyi veya kötü mutlaka bir etki yapar ve yayılır. Bu durumda pişman olunan sözler, söyleyen kişilere zarar verir. O hâlde her sözü düşünerek söylemek, önünün ardını hesap etmek gerekir. İstenmeyen durumlarla karşılaşmamak için sözlerimize çok dikkat etmeliyiz.

Söz söylerken iyi düşünmenin ve temkinli davranmanın gerekliliğini anlatmak üzere söylenir.

Leyleğin ömür laklakla geçer:


Aylak kişiler zamanlarının çoğunu konuşmakla geçirirler. Oysa bu gevezeliklerinden hiçbir yarar elde edilemez. Bilakis zaman boşa tüketilmiş, yapılması gereken işler yapılamamış olur. Hiçbir iş yapmadan ileride yapacağı işleri anlatan; ama hiçbirini yapmaya yanaşmayan ince insanlar vardır ki başkalarını meşgul etmekten öte bir meziyetleri yoktur. Bu türden kişilerin çenesine takılarak zamanımızı boşa harcamamalıyız.

Boş konuşmayı ve atıp tutmayı kendine huy edinen kişiler hakkında söylenir.

Marifet iltifata tâbidir:

Kişilerin başarıları takdir edildiği ve karşılığı verildiği müddetçe daha iyi sonuçlar elde edilir ve başarıların devamı sağlanır. Çok kaliteli bir mal üreten kişi, eğer o mala alıcı bulamıyorsa başarısının bir anlamı yoktur. Kişilerin yararına kullanılmayan başarılar devamlı olamaz.

Beceri ve başarıları ödüllendirmek gerektiğini vurgulamak

Abanın kadri, yağmurda bilinir.


Abdestsiz sofuya namaz dayanmaz.

Acele ise, şeytan karışır.

Acele yürüyen yolda kalır.

Acemi katır kapı önünde yük indirir.

Acı acıyı bastırır, su sancıyı.

Açık yaraya kurt düşmez.

Acıkan doymam, susayan kanmam sanır.

Acındırırsan arsız, acıktırırsan hırsız olur.

Aç ayı oynamaz.

Aç bırakma hırsız edersin, çok söyleme arsız edersin.

Aç koynunda azık durmaz.

Aç köpek fırın yıkar.

Aç tavuk rüyasında kendini darı ambarında görür.

Aça dokuz yorgan örtmüşler, yine uyuyamamış.

Açın imanı olmaz.

Açın karnı doyar gözü doymaz.

Açlık ile tokluğun arası bir dilim ekmek.

Adam eşeğinden, kadın döşeğinden belli olur.

Adamak kolay, ödemek güçtür.

Adamakla mal tükenmez.

Adamın iyisi iş başında belli olur.

Ağaca balta vurmuşlar “sapı bedenimden” demiş.

Ağaca çıkan keçinin doğurduğu oğlak dala bakarmış.

Ağaca dayanma kurur, insana güvenme ölür.

Ağaç ne kadar meyve verirse, dalı o kadar yere eğilir.

Ağaç ne kadar uzarsa uzasın göğe değmez.

Ağaç ne kadar yüksek olsa da yaprakları yere düşer.

Ağaç yas iken eğilir.

Ağaçtan maşa Yörükken paşa olmaz.

Ağır kazan geç kaynar.

Ağır tas batman döver.

Ağız yemeyince yüz utanmaz.

Ağlama ölü için, ağla deli için.

Ağlamayan çocuğa meme vermezler.

Ağlarsa anam ağlar, gerisi Yalan ağlar.

Ağlayak da gözden mi olak?

Ağrısız baş mezarda gerek.

Ağzı açık ayran delisi.

Ahmak misafir ev sahibini ağırlar.

Ak akçe kara gün içindir.

Ak koyunun kara kuzusu da olur.

Akan su yosun tutmaz.

Akçe bulsam, çıkı yok

Akıl akıldan üstündür.

Akıl yasta değil baştadır.

Akıllı düşünene kadar, deli oğlunu evermiş, torunu olmuş.

Akıllı evladın var, neylersin mali, akılsız evladın var neylersin mali?

Akılsız bastan sefil taban ne çeker.

Akılsız başın cezasını ayaklar çeker.

Akılsız köpeği yol kocatır.

Akılsızın şaşkını beyaz giyer kış günü.

Akrabanın akrabaya ettiğini akrep etmez.

Akranıyla konuşmayanın sesi, semadan gelir.

Akşam gelen misafirin, yiyeceği bulgur sıkısı, yatacağı ahır sekisi.

Akşamın hayrından sabahın şerri hayırlıdır.

Al elmaya tas atan çok olur.

Al yakışırken, el bakışırken.

Alacağın bir iğne, çeliğin okkasını orantıya vurursun.

Alışmış kudurmuştan beterdir.

Alim unutmuş, kalem unutmamış.

Allah aptala eşeğini kaybettirir, sonra buldurup sevindirir.

Allah şaşırttı mı, dayıya hala dedirtirmiş.

Allı yelek, pullu yelek, canfes neye gerek?

Alma mazlumun ahini çıkar aheste aheste.

Altın esik gümüş eşiğe muhtaçtır.

Altın yere düşmekle pul olmaz.

Altının kıymetini sarraf bilir.

Anan turp, baban şalgam, sen içinde gülbe şeker.

Ananın bastığı yerde yavru ölmez.

Anasına bak kızını al, astarına bak bezini al.

Anlayana Sivrisinek saz anlamayana davul zurna az.

Aptal düğünden çocuk oyundan usanmaz.

Aptalın karnı doyunca gözü yolda olur.

Ar gözden, kar yüzden anlaşılır.

Ar namus tertemiz.

Arap eli öpmek, dudak karartmaz.

Arayan belasını da devasını da bulur.

Ari satmış namusu tellala vermiş.

Arife günü Yalan söyleyenin, bayram günü yüzü kara çıkar.

Arkadaş dediğinin gölgesinde suç islenir.

Arkadaşlık pazara kadar değil mezara kadardır.

Arkalı it kurdu boğar.

Armudu sapıyla, üzümü çöpüyle, pekmezi küpüyle.

Arpa ekinde buğday bekleme.

Asil azmaz, bal kokmaz, kokarsa yağ kokar, aslı ayrandır.

Aslan yattığı yerden belli olur.

Aslında olan tırnağına getirir.

Aş sabahın iş sabahın.

At alırsan yazın, deve alırsan güzün, avrat alırsan gezin ha gezin.

At binenin kılıç kuşananındır.

At ile avrat yiğidin ikbalindendir.

At karnından, yiğit burnundan bellidir.

At olacak tay yürüyüşünden belli olur.

At ölür de, itler bayram eder

At sahibinin altında kişner.

At ver hısım ol, kız ver hasım ol.

At, sahibine göre kişner.

Ata et, ite ot verilmez.

Atasözü tutmayan, uluya uluya kalır.

Ateş düştüğü yeri yakar.

Atın iyisi arkadan gelmez.

Atın iyisine doru, yiğidin iyisine deli derler.

Atın ölümü arpadan olsun.

Atlar tepişirken arada eşekler ezilir.

Atlı, itli sığmış, bir çocuk sığmamış.

Av alma, komşu al.

Avradı er zapdetmez, ar zapt eder.

Ay bozmaz, süt kokmaz. Kokarsa ayran kokar, çünkü aslı süttür.

Ayağa dokunmadık taş, başa gelmedik iş olmaz.

Ayağın sığmayacağı yere baş sokulmaz.

Aydan gelen halı üstüne, günde gelen kül üstüne.

Aylak sirke baldan tatlıdır.

Az sabırda, çok keramet vardır.

Az tamah, çok ziyan getirir.

Az yasa, uz yasa, akıbet gelecek basa.

Azıtmış, kudurmuştan beterdir.

Baba koruk yer oğulun dişi kamaşır.

Baba mirası yanan mum gibidir.

Baban bana öğüt verirken, ben inek gözünde kırk sinek saydım.

Babası ölen bey, anası ölen kadın olur.

Bağ dua değil, çapa dua ister.

Bağa bak üzüm olsun, yemeye yüzün olsun.

Bağlı aslana tavsan bile hücum eder.

Baht olmayınca basa, ne kuruda biter, nede yasta.

Bakacağın yüze sıçma, sıçacağın yüze bakma.

Bakkal ölenin borcunu, diriye ödettirir.

Bakmakla usta olunsa köpekler kasap olurdu.

Bal döksen Yalanır.

Bal olan yerde sinek de bulunur.

Bal, bal demekle ağız tatlanmaz.

Bana benden olur, her ne olursa, başım rahat bulur, dilim durursa.

Bas basa, bas da padişaha bağlıdır.

Baskın basanındır.

Baskısız yongayı yel alır.

Bastığın yer bayram olsun.

Başıma uymayan takke elin olsun.

Başındaki fese bak, girdiği kümese bak.

Başını ecemi berbere teslim eden, cebinde pamuk eksik etmesin.

Bazen inek, erkek; bazen de dişi doğurur.

Bekâr gözü ile kız alınmaz.

Bekâra karı boşamak kolaydır.

Beleş peynir fare kapanında bulunur.

Belli düşman, gizli dosttan yeğdir.

Benden sana öğüt, ununu elinle öğüt.

Benim adım Hıdır, elimden gelen budur.

Benim sakalım tutuştu, sen cigara yakmak istersin.

Besledik büyüttük danayı, şimdi tanımaz oldu anayı, babayı.

Beş kuruşluk fener o kadar yanar.

Bilinmedik iş ya karın ağrıtır ya baş.

Bilmediği beş vakit namaz, bilirde yanına varmaz.

Bin bilirsen bir bilene danış.

Bir adamın adı çıkacağına, canı çıksın.

Bir ağaçtan, oklukta çıkar boklukta.

Bir bulutla kış gelmez.

Bir dalın gölgesinde bin koyun eğlenir.

Bir dirhem et, bin ayıp örter.

Bir elin verdiğini, öbür elin duymasın.

Bir koyun başı pişinceye kadar, kırk kuzu başı pişer.

Bir nalına vurur, bir mıhına.

Bir yerim diyenden birde yemem diyenden kork.

Biri eşikte, biri beşikte.

Bitli baklanın kör alıcısı olur.

Bize gelince yiyip içelim, size gelince gülüp gecelim.

Borcun iyisi vermek, derdin iyisi ölmektir.

Boşboğazı cehenneme atmışlar, ‘odun yaş’ diye bağırmış.

Boşboğazın sigarası yanmaz.

Bugünkü tavuk, yârinki kazdan iyidir.

Buyurulmadık yumuşu puşt oğlan tutar.

Büyük ekmek, büyük bezeden olur.

Büyük lokma ye, büyük laf etme.

Popüler Yayınlar